misir3-U1NH_cover.jpg

[ad_1]

İKLİM KRİZİ VE TARIM  –  3 

İklim değişikliği ile birlikte başta akaryakıt olmak üzere girdi fiyatlarındaki artışın bu yıl birçok üründe hem verimi hem de kaliteyi düşüreceğini neredeyse konuştuğumuz her çiftçi dile getiriyor.             

Önde gelen tarım illerimizden Antalya, iklim değişikliğinin yakıcı yüzünü derinden hissediyor. Antalya Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çandır, zeytin ve birçok ürünün olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Küresel ısınmanın etkisiyle kışın ağaçların uyumadığını kaydeden Çandır’a göre “mevsim geçişlerini hissetmeyen zeytin ağaçları meyve vermediği için zeytinde bu yıl yok yılını yaşayacağız.            Antalya’nın komşusu Isparta ise en büyük su kaynağı Eğirdir Gölünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Isparta Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, gölün su seviyesinin kritik olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor, ” Eğirdir Gölünün kaybı bölge tarımının bitişi anlamına gelir, acilen harekete geçilmelidir.” Şahin’in verdiği bilgiye göre iklimdeki anomaliler Isparta gülü başta olmak üzere birçok üründe verim kaybına neden oldu. Gül hasadında %40 civarında rekolte kaybı yaşandı.           

Urfa’da ise verim ve kalitedeki düşüşün nedeni iklimden ziyade zamlar olarak gösteriliyor. Çiftçinin gübre ve ilaçta merdiven altı ürünlere yönelmesi, ayrıca akaryakıtın pahalı olması nedeniyle toprağı yetersiz işlemesi nedeniyle başta mısır ve pamuk olmak üzere verim düşüklüğü ve kalite kaybı bekleniyor. Yüksek girdi maliyetleri yüzünden önümüzdeki dönemde aktif üretim alanlarında daralma kaçınılmaz görünüyor.

ANTALYA

TARIMDA KULLANILAN MAZOTTAN ÖTV ALINMAMALI

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır: “İklim değişikliği başta zeytin olmak üzere birçok ürünü olumsuz etkiledi. Küresel ısınmanın etkisiyle kışın a ğaçlar uyumadı, hasatla birlikte sürgün devam etti. Zeytin çiçeğe durdu ancak boş çiçek verdi. Mevsim geçişlerini hissetmeyen zeytin ağaçları meyve vermedi. Zeytinde yok yılını yaşayacağız. İklim değişikliğinin etkisiyle meyvede de rekolte kaybının yaşandığı bir yıl olacak. Tarımın her aşamasında akaryakıt olmazsa olmaz. Ancak zamlar, tüketicinin tarımsal ürünlere daha pahalı ulaşmasına neden olacak. Tarımsal üretimden ÖTV alınmamalı. Zamlar, önümüzdeki yıl için üreticinin iştahını kaçırarak üretimin daralmasına neden olacak. Vatandaşın tarım ürünlerini uygun fiyatlı tüketebilmesi için üretim ve nakliye aşamasında kullanılan akaryakıt için özel bir tarife geliştirilmeli.”

ZAMLAR VE SICAK HAVA OLUMSUZ YANSIYACAK

Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durdaş: “Aşırı hava sirkülasyonu, sağanaklar ve aşırı sıcaklar meyve sebzeyi olumsuz etkiler. Bu nedenle örtü altı üretim tarihinde değişiklikler olabilir. Bu çok sıcak havalardan özellikte açıktaki tarım zarar görebilir. Tarım sektörünün en önemli girdisi akaryakıt. Hem sulama hem traktör hem nakliye maliyet artışına yol açar. Bir de siyah plastikler petrol türevlerinden yapıldığı için sera maliyetleri de artacak.”

■ Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe: “Güz dönemi için sera hazırlıkları yapıldı ama akaryakıttaki ÖTV artışı ve zamlar nedeniyle üretici kararsız. Kış dönemi için domatesin kilo başına üretim maliyeti 40-50 TL’yi buldu. Bu fiyatlar çiftçiyi kurtarmaz. Bölgemizde yayla üretiminde biber ve domates hasadı önümüzdeki günlerde tamamlanır. Sıcak hava elbette bu üretimi olumsuz etkiler. Sıcaklar, narenciye ve nar rekoltesine olumlu etki yapacak, zeytinde ise olumsuzluk yaratacak. Çiftçilere de denizcilik sektörüne verildiği gibi ÖTV’siz akaryakıt verilmeli.’’

“5 KİLO BUĞDAY 1 LİTRE MAZOT ALMIYOR”

■ Manavgat Ziraat Odası Başkanı Rasim Metin: “Çiftçinin son akaryakıt zamlarından sonra ayakta kalacak hali kalmadı. 5 kilo buğdaya karşılık 1 litre mazot alamıyoruz. Çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Günlük 500-600 TL’yi beğenmiyorlar. Akaryakıt zamları çiftçinin belini büküyor. Üreticiye destek verilmeli. Sıcak havalar özellikle zeytin hasadını olumsuz etkileyecek. Aşırı sıcaklar ve poyraz nedeniyle karpuz tarlada yandı. Manavgat’ta 35-40 bin dönüm alanda 200-250 bin ton karpuz üretiliyor. Zeytin rekoltesi geçen yıla göre yüzde 20-25 seviyesinde gerçekleşecek gibi görünüyor. Çiftçiye destek verilmeli.’’

AYDIN

1 KİLO İNCİR 1 KİLO MAZOT FİYATINA DÜŞTÜ

Uzun yıllar TARİŞ İncir Birliği başkanlığı yapan Germencikli incir üreticisi Kamil Güngör: “Aşırı sıcaklar incirde her şeyden önce kaliteyi düşürdü. İncir tane bazında küçüldü. Tanelerin küçülmesi otomatik olarak rekolteyi düşürüyor. Sıcak rüzgârlar yaprakları yaktı. Çiftçiyi yakan bir diğer şey ise akaryakıt maliyeti oldu. Mazot fiyatlarının artması her şeyin maliyetini artırdı. Çiftçinin cebinde deposunu dolduracak para yok. 1 kilo mazot 1 kilo incire denk geliyor. Peki, bu durumda bir çiftçi olarak ben nasıl kazanacağım?” ifadelerini kullandı.

PAMUKTA SICAKLIK STRESİ ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLEDİ

■ Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı Bertan Balçık: “Pamukta sıcaklık stresi verimi doğrudan etkiliyor. Doğru sulama ile biraz da olsa önlenebilir. Üreticilerden şu ana kadar sıcaklardan dolayı herhangi bir sıkıntı yaşadıkları konusunda bir şikayet almadık. Ancak sıcaklar bu şekilde devam ederse sıkıntılar ortaya çıkabilir. Devlet Su İşleri’ne (DSİ) çok büyük görev düşüyor. DSİ’de kusursuz bir yönetim olmalı, su dağıtımında adil olmalı, üreticileri veya bölgeleri sulama için ayırmamalı, bütün üreticilere eşit davranmalı.”

ISPARTA EĞİRDİR GÖLÜ İÇİN HÂLÂ HAREKETE GEÇİLMEDİ

■ Isparta Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin: “İklim değişikliği ve aşırı sıcaklık üreticiyi ve tüccarı zora sokuyor. Kış dönemi yağışların ciddi oranda azalması ve baharda beklenen yağışların gelmemesi tarımı olumsuz etkiliyor. Isparta bu durumu yoğun yaşıyor. Bölgemizin en önemli su kaynağı Eğirdir Gölü etkilenen kaynakların başında. Su seviyesi hızla azalan göle ilişkin halen harekete geçilememiştir. Uzmanlar gölün su seviyesinin kritik olduğunu belirtiyor. Eğirdir Gölünün kaybı bölge tarımının bitişi demektir. Kışı kurak geçiren bölgemizde baharda yaşanan donlar Isparta gülü hasadında %40 civarında rekolte kaybına yol açtı. Kiraz hasadında da benzer olumsuzluklar var. Rekolte iyi olmasına rağmen bahardaki aşırı yağışlar kaliteyi düşürdü. Bölgesel dolu yağışları kayısı üretiminde yüzde 80’e yakın zarara sebep oldu. Yaklaşan elma sezonunda da dolunun etkisi bazı bölgelerde yüzde 70-80’ler düzeyine ulaştı. İklim değişikliği nedeniyle üretimimizin yüzde 50’sini teşkil eden golden çeşidinde büyük oranda pas oluştu. Aşırı dalgalanma tarım gibi uzun dönemli planlanan bir sektörün önlem almasına olanak vermiyor. Ayakta kalmak isteyen işletmeler çareyi finans kuruluşlarında aramakta ancak faiz artışları ve kısıtlamalar sektör paydaşlarını çaresiz bırakıyor. Eğer üretmeye devam etmek istiyorsak planlamayı politika olarak belirlemeli ve hayata geçirmeliyiz. Bu konuda yakın zamanda Tarım Bakanlığımızın kanun taslağı hepimizi heyecanlandırdı. İnşallah en kısa zamanda hayata geçirilerek Türk Tarımı için bir dönüm noktası olur.”

ŞANLIURFA

TMO’NUN ENFLASYON FARKI ÖDEMESİ GEREKİYOR

■ Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar: “Akaryakıta zam demek zirai ilaca, gübreye ve tohuma zam demek. Artan lojistik maliyetler tüm alanlara bir zincir etkisiyle yeni zamlara neden oluyor. Çiftçilerimizin girdileri hızlı artış gösterirken, ürün fiyatları ve destekler aynı hızda artırılmıyor. Özellikle TMO’nun alım fiyatı akaryakıt zammı ile birlikte piyasanın çok aşağısında kaldı. TMO’nun çiftçilere bir an önce enflasyon farkı ödemesi yapması gerekiyor. Ayrıca mazot desteğinin de yeniden güncellenmesi lazım. Dönüm başına 6 litreden hesaplanıyor ve yarısı çiftçimize ödeniyor. Günümüzde 6 litre olan mazot desteğinin yeni fiyatlarla birlikte en az 8 litreye çıkartılması lazım. Çiftçinin aldığı desteğin bir yıl geriden geldiği unutulmamalı. Şu anda 2023’ün hiçbir desteğini almış değiliz. Yüksek enflasyon karşısında çiftçilerin üretim gücü azalıyor. Böylesine dalgalı bir süreçte üretimin yapılması çok zor. Bugünü kurtarırız ama yarın için çiftçinin umudu azalmakta.”

ÇİFTÇİ GÜBRE VE İLAÇTA MERDİVEN ALTINA YÖNELDİ

■ Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Mustafa Yılmaz: “Akaryakıt zammı ile birlikte gübre ve zirai ilaç kullanımında azalma var. Ayrıca mazot maliyetleri nedeniyle çiftçiler çapalama işlemlerini yapmıyor. Çiftçi gübre ve ilaçta merdiven altı ürünlere yöneliyor. Sezon sonunda eksik gübre, merdiven altı ürünler ve toprak işlemedeki yetersizlik nedeniyle mısırda ve pamukta verim düşüklüğü ve kalite kaybı öngörüyoruz. Çiftçilerin ayakta kalması için bir an önce enflasyon farkı TMO alım fiyatlarına ve devlet desteklerine yansıtılmalı. TMO ürün alım fiyatları serbest piyasanın gerisinde. Ayrıca gübredeki KDV muafiyetinin zirai ilaçlara getirilmesini bekliyoruz.”

PEK ÇOK DESTEK KALEMİNDE YILLARDIR ARTIŞ YOK

■ Hilvanlı üretici Tansu Göktepeli: “Nakliye masrafları üreticiyi zor durumda bıraktı. 15 ton hububat nakliyesi 3 bin TL’ye 25 ton hububat nakliyesi 4,5 bin TL’ye çıktı. TMO’nun tarladaki ürünleri zamanında almaması nedeniyle ek işçilik ve nakliye maliyetleri ile karşı karşıya kaldık. Sulama ekipmanları, zirai ilaç maliyetlerimiz daha da yükseldi. Mazot ve gübre desteğinde enflasyon farkının yansıtılıp yansıtılmayacağını merak ediyoruz. Pek çok destek kaleminde uzun yıllardır artış olmadı. 10 yıldır mercimek ve nohuta 50 kuruş, hububata 10 kuruş destek veriliyor. Lisanlı depolar ELÜS kredilerini maalesef hasattan 1 ay sonra açtılar. ELÜS kredilerine erişemeyen çiftçiler önemli bir finans kaynağından yararlanamazken, ürünlerini piyasanın altında fiyatlardan satmak zorunda kaldılar. Yeterli destek ve hibe verilmezse tarımsal üretim riskli hale gelecek.”

ÜRETİM ALANLARINDA DARALMA BEKLİYORUZ

■ Genç Tarım Girişimcisi ve Ziraat Mühendisi Hamdullah Eren: “Urfa bölgesinde pamuk, mısır arpa ve buğday üretimi zamlardan etkilendi. Yüksek maliyetler nedeniyle arpa ve buğday üretiminde maalesef sertifikalı tohum kullanılmıyor. Girdi maliyetleri yüksek olduğu için önümüzdeki dönemde aktif üretim alanlarında daralma bekliyoruz. Sözleşmeli üretim yapan sanayicinin üretim maliyetleri de artıyor. Yem sanayisinde yaşanacak yeni zamlardan kaynaklı süt ve süt ürünleri sektörümüz de olumsuz etkilenecek. Yem fiyatlarının yükselmesi, kesime giden inek sayısını artırabilir. Bu durum fiyat tutturmakta zaten zorlanan süt üreticileri ve sanayicilerinin satış politikalarını derinden sarsacak. Saman fiyatları bile nakliye fiyatlarından dolayı el yakacak.”

KAYSERİ

KAYSERİ ŞEKER’İN DESTEĞİ 2,8 MİLYAR LİRAYA ULAŞACAK

■ Kayseri Şeker Başkanı Hüseyin Akay: “İlkbahar döneminde havaların yağışlı olması pancara faydalı oldu ve daha yüksek bir performans gözlemledik. Her sektörde olduğu gibi tarımda da maliyetlerin artması çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Fakat bizim çiftçimiz şanslı çünkü yalnız değil. Üretim sezonunun başından itibaren çiftçinin ihtiyaçlarının giderilmesinin yanında avanslar da ödendi. Çiftçilerimize mazot temininde sıkıntı yaşatmıyoruz. Tabii ki bunun bir bedeli var ama biz bu bedeli şu anda çiftçimizden istemiyoruz. Pancar bedeli ödemesi yapılacağı zaman hesaplaşıyoruz. Kısaca çiftçimiz, cebinden para çıkmadan üretim yapıyor, sonra da hesaplar yapılıyor ama faiz uygulanmıyor ve çiftçinin kalan parası diğer fabrikalardan önce çiftçiye ödeniyor. Gübre, tohum, mazot olmak üzere ayni ve nakdi olarak çiftçinin desteklenmesi adına 1 milyar 900 milyon TL ödeme yaptık. Bu rakam pancar sökülünceye kadar 2 milyar 800 milyon liraya ulaşacak.”

[ad_2]

Source link

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *